Osmanlı Devleti 18. yüzyılda Batı’ya karşısında geri kaldığını peş peşe gelen yenilgilerle anlayabilmiştir. Yenilgi şaşkınlığın hayranlığa dönüşmesi veya bu gerçeğin kabul edilmesiyle Batı eksenli yenileşme çabaları başlamıştır. Açık kapı bırakılan 18. yüzyıl boyunca Osmanlı yenileşme hareketleri tabii halinde yürümüştür. 1789 yılında tahta çıkan III. Selim, daha kapsamlı ve müdahaleci bir yaklaşımla yenilik hareketlerini hızlandırmak istemiştir. Ancak ideal tip Batı olsa da, Batı’dakini aksine halktan kopuk ve bürokrasinin desteğinden büyük ölçüde yoksun olduğu için, bu hem onun hayatına, hem de yeniliklerin akim kalmasına yol açmıştır. Profan bir özellik taşımayan Nizam-ı Cedid hareketi, askeri alanın dışına pek taşamamıştır. Yeniden diriliş ve merkezi yönetimin güçlenmesi için tek yol olarak Batı ekseninde bir yenileşmeyi zorunlu gören II. Mahmut, mecburi ve daha kapsamlı bir yenilik hareketinin içine girmiştir. Ancak devletin niteliği ve toplumun yapısı pek hesaba katılmaksızın, Batı toplumlarının kendi ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdiği modernleşme modelinin olduğu gibi alınma çabasına taklit ve şekilciliğin de eklenmesi, önceki ve sonraki dönemlerde olduğu gibi bu dönen yeniliklerini de kısır bırakmıştır. Sonraki dönemlerin yeniliklerine yöntem ve anlayış bakımından bir alt yapı teşkil eden söz konusu iki dönem modernleşmesi, yapılması bir gereklilik olarak vurgulansa da, yöntem ve sonuçları bakımından yanlışlıklar ve başarısızlıklar içerdiğini de ortaya koymak bu çalışmanın amacı olmuştur. Çalışma, konu ile ilgili literatürün incelenmesi ve değerlendirilmesi yöntemi üzerine kurulmuştur.
In the 18th century, the Ottoman Empire understood that it remained behind the West. because defeats had come one after another. The defeat shock turned into admiration over time. Later, the fact that the West had advanced was accepted. so the faces turned to the West. Anymore the doors have opened to Western civilization. III. Selim wanted to accelerate the innovation movements with approach a more comprehensive and intrusive approach. No longer the West has been the ideal type. However, in contrast to the West, innovations were made with a jacobin understanding. This was the end of the III. Selim and his innovations Nizam-i Cedid movement was not profane. it was largely confined to military space. II. Mahmut has initiated compulsory and a more extensive novelty movement. Westernization for salvation has been considered the sole remedy. However, the nature of the state and the structure of the society are not taken into account. Innovations stayed in shape and imitation. targeted success was not achieved. These two periods have influenced subsequent innovations. Innovations are inevitable in these periods. however, it contains errors and failures in terms of method and results. Proving this is the purpose of the study. The study is based on the method of examination and evaluation of related literature.