Ortadoğu’da yaşanan son gelişmeler din ve siyasetin nasıl birbirinden etkilendiğini ortaya koymaktadır. Müslüman halkların kendilerine uzun yıllardır baskı uygulayan otoriter rejimlere başkaldırması, dinin toplumları harekete geçiren önemli bir dinamik olduğunu gözler önüne sermektedir. Arap Baharı olarak adlandırılan ve Tunus’ta başlayarak Mısır’a ve diğer Ortadoğu ülkelerine yayılan protestoların yaşandığı süreçte, diktatörlükler açıkça sorgulanır hale gelmiştir. Böylelikle Arap halkları özgürlük, adalet ve demokrasi taleplerini daha yüksek bir sesle dile getirmeye başlamıştır. Diğer taraftan Türkiye ise, gerçekleştirdiği reformlar ile yakından takip edilen Müslüman bir ülke olarak öne çıkmaktadır. Laikliğin halka bir baskı aracı olmak yerine dini özgürlüklerin teminat olarak öne çıktığı yeni Türkiye modeli, uzun yıllar boyunca “modernleşme” ve “ilerleme” gerekçesine dayanarak hakları elinden alınan Müslüman toplumlar için de bir umut ışığı yakmaktadır. Bu makale, Türkiye ve Tunus örnekleri ışığında otoriter laikliğin ve din-devlet ilişkilerinin dönüşümünü incelemektedir.
Recent developments in the Middle East reveal how religion and politcs are affected. The uprising of Muslim peoples against authoritarian regimes that have been pressuring them for many years shows that religion is an important dynamic that motvates societes. The dictatorships have become openly questoned in the process of the Arab Spring which began in Tunisia and spread to Egypt and other Middle East countries. Thus the Arab peoples have begun to voice their demands for freedom, justce and democracy with a higher voice. On the other side, Turkey, on the other hand, stands out as a Muslim country closely followed by the reforms it has carried out. The new Turkish model which has been put forward as a guarantee of religious freedoms instead of being a public repressive tool of laicism has also been a source of hope for Muslim societes whose rights are taken away from them on the grounds of “modernizaton” and “progress” for many years. This artcle examines the transformaton of authoritarian secularism and religion-state relatons in the light of Turkey and Tunisia.