Emanet malların korunmasının dini ve hukuki bir yükümlülük olarak görüldüğü, klasik kaynaklarında “emanet” ile ilgili hükümler özel bir başlık altında incelenmiştir. Karşılılklı güven ve emniyet istikrarlı bir toplum için zorunludur. Kar- şılıklı güvenin en önemli tezahürü ise emanetleri korumaktır. Emanete ihanet ise bireylerin kişilik ve güvensizliğini doğurur ve bunun doğal bir sonucu olarak toplumsal güveni zedeler. Bu bakımdan kişinin ihtiyaç duyduğu zaman, malını emanet bırakabileceği kişi ve kurumlara önem verilmesi mal güvenliğinin de önemli bir teminat olmaktadır. Fıkıh kitaplarının ödünç, rehin, lukata ve gasp gibi farklı bölümlerinde ele alınan emanet malların korunmasıyla ilgili hukuki hükümler Makalemize konu teşkil edecektir. Çalışmamızda bu konuyla ilgili hü- kümleri fıkıh mezheplerinin farklı görüşlerini de dikkate alarak mukayeseli bir tahlile tabi tutmaya çalışacağız.
The Islamic law considers the protectng trusts as a religious obligaton and the rules about to the trust have been examined in the chapter of Islamic law sources. In order to have a happy and peaceful society people must trust each other and must protect the property entrusted to them. Protectng trusts and keeping them from damage are among the leading dutes of all people. Damaging the trusts weakens the power of society and causes its extncton. As it is legitmate to entrust one’s property to someone when it is necessary, it is also appreciated to accept the trust as an example of cooperaton and solidarity. In the fqh books the issue of entrustng is handled within several subjects such as lending, pledge, lost property and usurpaton. The paper will explore the provisions regarding entrusted propertes.