İnsan sosyal bir varlık olmanın yanında, ekonomik bir varlık olarak da karşı- mıza çıkmaktadır ki, tutum ve davranışlarında büyük ölçüde kar-maliyet analizi yaparak hareket etmektedir. Yaklaşım, ekonomide kullanılan teori ve modellerin diğer sosyal bilim alanlarında da kullanılabileceği düşüncesine dayanmaktadır. Bu anlayıştan hareketle ekonomi biliminde kullanılan teori ve kavramlar diğer disiplinlerde de kullanılmaya başlanmıştr ki, bu disiplinlerden birisi de Sosyolojidir.1 Son dönemlerde bazı sosyologlar da teorilerini, insan davranışlarının kar-maliyet analizi çerçevesinde ortaya çıktğı fkri üzerine kurulan rasyonel seçim teorisiyle açıklamaya çalışmışlardır. Toplumsalı anlamak ve açıklamak için sosyolojide kullanılmaya başlanan rasyonel seçim teorisi, insan ilişkilerinin birbirine eşit değerlerin karşılıklı de- ğişimi ile anlaşılabileceği kabulüne dayanır. Bu değişim, mahremlik, statü birleşmesi gibi elle tutulamayan şeylerle ilgili olarak gerçekleşir. Toplumsal yapı içinde bireyin rolünün yeniden göz önüne alınmasına yönelik bir çabayı temsil eden ve daha ziyade insan davranışlarının anlaşılmasına önem veren alışveriş kuramı aktvite, etkileşim, duygu, ödül, ceza, statü, iktdar, güç gibi kavramları sıkça kullanmaktadır. Bu kuramın varsayımları arasında insan davranışının akılcı oluşu; ekonomistlerden ödünç alınan azalan marjinal yarar yasası ve toplumsal değişim durumunda insanlar verdikleri ile aldıkları arasında bir denge beklentsi içinde oluşu sayılabilir.2 Sosyolojiye paralel olarak Din Sosyolojisi çalışmalarında da kullanılmaya başlanan rasyonel seçim teorisi, bireylerin ve grupların dini tutum ve davranışlarına ekonomik perspektfle yaklaşan, oldukça kolay anlaşılabilir ön kabullerden oluşan bir teoridir. Ekonomide kullanılan çeşitli modellerden de faydalanarak bireylerin, kurum ve grupların dini tutum ve davranışlarını kar-maliyet perspektfnden inceleyerek izaha çalışmıştr. Teori dini çevreyi, dinlerin ve dini grupların rekabet etği bir pazar olarak değerlendirir. Bu pazarda her birey, her grup veya her cemaat dinden elde edecekleri maddi ve manevi menfaat maksimum düzeye çıkarmak için gayret ederler.3 Anlam olarak akılcı, mantki, makul manasına gelen rasyonel terimini, rasyonel seçim teorisyenleri her davranış ve hareketnde akılcı ve makul davranmak anlamında değil, ‘karını maksimize etmek’ anlamında kullanmışlardır.4 Rasyonel seçim teorisi dindarları maddi ve manevi hizmet talep eden müşteritüketci, din adamlarını ve dini kurumları bu talepleri tedarik eden üretciler olarak görür5. Bu ikisi arasındaki ilişkiden (arz-talep) ortaya çıkan olguyu ise dini pazar olarak değerlendirir.
The subject of this study is ratonal choice theory and the concepts related with the theory, which has been used in religious studies for the last thirty-fourty years. The theory depends on that human beings are homo-economicus and that religious behaviour of humans are taken shape in this manner. Based on the postulate that every act of individuals emerge from cost and proft analysis, the theory is establishen on three basic elements. These are maximizing behavior, stable preferences and market equilibrium.