İSLÂM AÇISINDAN SİVİL İTAATSİZLİĞİN TEORİK TEMELLERİ

Author :  

Year-Number: 2011-9
Language : Türkçe
Konu : Din
Number of pages: 26-51
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Sivil itaatsizlik, sınırlarını aşan, otoriteyi kötüye kullanan ve insan hakları için güvence niteliğindeki hukukî normları da güce başvurmak suretyle atl bırakan siyasal iktdara karşı bir yaptrım biçimi olarak tartşılan bir kavramdır. Kavram, insan hakları ve hukuk devlet gibi kavramlarla da ilişkilidir. İslam açı- sından sivil itaatsizlik kavramının teorik temellerinin araştrılması da İslâm’ın gerek insan haklarına gerekse siyasî otoriteye bakışının ortaya konmasında önemli katkı sağlayacaktr. Bu makalede, sivil itaatsizlik kavramı tahlil edilerek, İslam’da ona mukabil bir kavram ya da onu yasaklayan yahut aksine onu gerektren durumların olup olmadığı, temelde kelâmcıların ortaya koyduğu görüşler ve Kur’an’dan çıkartlacak ilkeler ışığında ele alınacaktr.

Keywords

Abstract

. Civil disobedience is one of the quarantnes of human rights and a consequence of the rule of law. On the perspectve of Islam, any individual isn’t infallible or over the law, besides, the politcal power isn’t the same of sovereignty. Because of the fact that it is limited by principles of law, if it goes beyond the law it loses the right of obedience. In Islamic politcal theology, people have the right to resist the politcal power as long as it persist in applying injustce to people and breaking law. Besides, principle of command of goodness makes it a religious duty in some circumstances.

Keywords


  • 1. “Direnme Hakkı”, Ana Britannica (nşr. Philip W. Gretz ve dğr.), İst 1994, X, 191; İbrahim O. Kaboğlu, Özgürlükler Hukuku, İst. 1993, 132.

  • 2. Hayrettin Ökçesiz, “Düşünce Özgürlüğünün Sivil İtaatsizlik Alanları”, Yeni Türkiye, sy. 25, Ank. 1999, 284.

  • 3. Henry David Thoreau, “Devlete Karşı İtaatsizlik Görevi Üzerine” (çev. Yakup Coşar), -Kamu Vicdanına Çağrı- Sivil İtaatsizlik- (ed. Ender Ateşman), İst. 2001, 31.

  • 4. Örneğin bk. John Raws, “Sivil İtaatsizliğin Tanımı ve Haklılığı” (çev. Yakup Coşar), -Kamu Vicdanına Çağrı- Sivil İtaatsizlik (ed. Ender Ateşman), İst. 2001, 58.

  • 5. Doğan Özlem, “Sivil İtaatsizlik ve Liberalizm”, Yeni Türkiye, sy. 25, Ank. 1999, 273.

  • 7. Mustafa Erdoğan, Anayasal Demokrasi, Ank. 1999, 110; Özlem, a.g.m., 273; Rawls, a.g.m., 60.

  • 10. Hans Saner, “Demokrasilerde Direnme Sorumluluğu Üzerine” (çev. Yakup Coşar), -Kamu Vicdanına Çağrı- Sivil İtaatsizlik, (ed. Ender Ateşman), İst. 2001, 168. Ayrıca bk. Özlem, a.g.m., 280.

  • 11. Rawls, a.g.m., 59, 64; Ronald Dworkin, “Sivil İtaatsizliğin Etiği ve Pragmatiği” (çev. Yakup Coşar), -Kamu Vicdanına Çağrı- Sivil İtaatsizlik (ed. Ender Ateşman), İst. 2001, 147.

  • 13. İbnu’l-Esîr, Ebu’l-Hasen Ali b. Ebi’l-Kerem, el-Kâmil fi’t-Târih, Mısır 1357, II, 44; Muham- med Hamidullah, İslâm Peygamberi (çev. Salih Tuğ), Ank. 2002, I, 101.

  • 14. Bkz. Şenel, Alâeddin, Siyasal Düşünceler Tarihi, Ank. 1998, 103; Ali Bulaç, İslam ve De- mokrasi -Teokrasi, Totaliterizm-, İst. 1993, 76–80.

  • 16. Kâdî Abdülcebbâr, el-Hemedanî, Şerhu’l-Usûli’l-Hamse (thk. Abdülkerim Usman), Kahire 1988, 751. Adududdin Abdurrahman b. Ahmed el-‘Îcî, el-Mevâkıf fî İlmi’l-Kelâm, Beyrut ts., 399. Şia’dan bazıları, imametin nübüvvetten daha gerekli olduğunu söylemişlerdir. İbn Teymiyye, Minhâcü’s-Sünneti’n-Nebeviyye fî Nakdi Kelâmi’ş-Şî’ati’l-Kaderiyye (nşr. M. Raşid Sâlim), yer yok 1406/1986, VI, 457, 388.

  • 17. Şehristânî, el-Milel ve’n-Nihal (thk. Emir Ali Mehnâ, Ali Hasen Fâur), Beyrut 1415/1995, I, 169. Ebu Muîn Meymun b. Muhammed Nesefî, Bahru’l-Kelâm fi Akâidi Ehli’l-İslâm, Konya 1327, 47.

  • 18. Nasıreddin et-Tûsî, Risalet-i İmamet (nşr. M. Takî Dâniş Pejve), Hardadmâh 1335, 16-17; İbn Teymiyye, a.g.e., VI, 382; Allâme el-Kemal İbn Humâm, Şerhu’l-Musâyere (Kemâl b. Ebî Şerif’in Kitâbu’l-Musâyere’si ile birlikte), İst. 1979, 254.

  • 19. İbn Ferrâ Muhammed b. Huseyn Ebu Ya’lâ, el-Mu’temed fî Usûli’d-Din (thk. V. Zeydan Harrad), Beyrut 1974, 238, 250; Ali b. Muhammed Mâverdî, el-Ahkâmü’s-Sultâniyye (çev. Ali Şafak), İst. 1994, 36; es-Senhûrî, Abdurrezzâk Ahmed, Fıkhu’l-Hılâfe ve Tatavuruhâ (Arapçaya çev. Nâdiye Abdurrezzak es-Senhûrî, nşr. Tevfîk Muhammed eş-Şâvî), Kahire 1989, 256.

  • 20. bk. İbn Humâm, a.g.e., 278; Ebu Yusr Pezdevî, Ehl-i Sünnet Akâidi (Usûlü’d-Dîn) (çev. Şe- rafeddin Gölcük), İst. 1988, 276.

  • 22. Vehbe Zuhayli, İslâm Fıkhı Ansiklopedisi (çev. Ahmet Efe ve dğr.), İstanbul 1994, VIII, 411.

  • 25. Ali Abdurrazık, İslamda İktidarın Temelleri -Bir İdeolojik Devlet Eleştirisi- (çev.: Ömer Rıza Doğrul), İst. 1995, 44; Ahmet Akbulut, Sahabe Dönemi İktidar Kavgası, Ankara 2001, 31, 32.

  • 27. Bkz. İbn Teymiyye, Mecmû’u’l-Fetavâ (nşr. Abdurrahman b. Muhammed b. Kasım), Mek- ke 1381-1386, XXXV, 18, 20, 28. Belirtelim ki, krallık, hilafetin 30 yıllık süreçle sona ereceği haberinin doğrulayıcısı olmakla bir anlamda meşrulaşmış oluyordu. Yine Muaviye’nin baskıcı krallığı da ayrıca Hz. Hasan’ın onun lehine hilafetten ferağat ettiği ‘birlik yılı’nda icma ile gerçekleşen biatla meşruiyet gerekçesine sahip olmuştur. Muhammed Âbid Câbirî, İslâm’da Siyasal Akıl (çev. Vecdi Akyüz), İst. 1997, 456, 512.

  • 28. Abdulkadir Udeh, İslâm ve Siyâsî Durumumuz, (çev. Beşir Eryarsoy), İstanbul 1995, 166- 167.

  • 30. Ebu Ya’lâ, a.g.e., 250. Ayrıca bk. Raşid Ğannûşî, el-Hurriyyetü’l-Âmme fi’d-Devleti’l-İs- lâmiyye, Beyrut 1993, 140; el-Mubarek, Nizâmu’l-İslâm -el-Hukm ve’d-Devle-, Kahire 1394/1974, 30; Udeh, a.g.e., 216.

  • 31. Adnan Koşum, “İslam Hukukunda Sivil İtaatsizlik Olgusunun Yeri”, İslamiyat, VIII/1 (Ank. 2005), 49.

  • 33. Yöneticilerin Allah tarafından seçildiğini ileri süren Calvin’e göre, İncil’deki “İmanlılara, yöneticilerle yönetimlere bağlı olmaları… gerektiğini hatırlat.” (Titus’a Mektup 3/1) ve “Tanrı’dan korkun, krala saygı gösterin.” (Petrus’un I. Mektubu, 2/17. Ayrıca bk. Meseller, 24/21; Romalılara Mektup, 13/5) ayetleri, saygı (honor) terimi altında hükümdara karşı samimi, içten bir hürmeti, uyrukların onlara itaatinin Tanrı’nın zatına itaat olduğunu kastetmektedir. Jean Calvin, “(Readings from) The Institues of The Christian Religion”, Readings in Political Philosophy (ed. F. W. Coker), New York 1961, 335-342.

  • 37. Bkz. Muhammed Hamidullah, İslâm’da Devlet İdaresi (çev. Kemal Kuşçu), Ank. 1979, 146-

  • 38. Fethî Abdülkerim, ed-Devletu ve’s-Siyâdetu fi’l-Fıkhı’l-İslâmî, -Dırâsetun Mukârene-, 2. bs., Kahire 1404/1984, 276. Ancak İslâm’ın hukuk devletini öngördüğünü söylemesine bakılırsa, yazarın hukukun egemenliğini bir seçenek olarak düşünmediği anlaşılmaktadır. O, George Sell’e göre, ‘mutlak iradî eylem gücü’ anlamına geldiği için egemenliğin ‘sınırlı iradî eylem gücü’ne işaret eden hukuk devleti kişiliği altında anlamsız ve hukukun egemenliği ilkesi için yıkıcı olduğunu söylemekte, ancak hukukun egemenliği kavramını tartışmamaktadır. A.g.e., 410.

  • 40. Muhammed Abdulhamid Halidî, Kavâidi Nizâmi’l-Hukm fi’l-İslâmi, Kuveyt 1980, 34, 210- 211. Hukukun egemenliği, yeni bir kavram oluşu, esasında ‘egemenlik (siyâde)’ kavramının İslâm geleneksel siyasî kültüründe yer almaması ile ilgili görünmektedir.

  • 41. el-Fâr, Abddulvahid Muhammed, Kanûnu’l-Hukûkı’l-İnsân fi’l-Fikri’l-Vad’î ve’ş-Şerî’atil- İslâmiyye, Kahire 1991, 152; Cemâl el-Bennâ, Kadıyyetu’l-Hurriyye fi’l-İslâm, Kahire 1405/1985, 105. Burada (sosyal alana ilişkin hükümler kastedildiğinde) normların kaynağı, doğrudan yalnızca ilahî emirler değil, usûl ve içtihadı da içeren Fıkh olarak tanımlanması daha doğru olur. Ancak, ilahî şeriatı, ideal hukuk olarak düşündüğümüzde haklar, yükümler ve sınırların nihaî kaynağı odur.

  • 52. İbn Kuteybe, Kitabu’l-İmâme ve’s-Siyâse, (nşr. M. Mahmud Rafî’î), Mısır 1322/1904, I, 27; Kâdî Ebu Bekir Bakıllânî, Kitâbu’t-Temhîdi’l-Evâil ve Telhîsı’d-Delâil (nşr. Imâduddîn Ahmed Haydar), Beyrut 1993/1414, 476.

  • 58. Ali Duman, İslâm Hukukuna Göre Siyasî Fikir Hürriyeti, Yayınlanmamış Doktora Tezi (S.Ü.SBE), Konya 1999, s. 103-104.

  • 64. Cemâl el-Bennâ, Hamsetu Meâyîr li-Masdâkıyyeti’l-Hukmi’l-İslâmî, Kahire 1997, 62.

  • 65. Muhammed Ammara, el-İslâm ve Hukûku’l-İnsân -Darûrât... Lâ Hukûk-, Kuveyt 1405/1985,

  • 80. T.C. 1961 Anayasası da Başlangıç’ında da anayasanın asıl teminatının vatandaşların gönül ve iradelerinde yer aldığı ve onların uyanık bekçiliğine emanet edildiği ifade edilmesi, “direnme hakkı”nı ima etmektedir.

  • 85. Bu yaklaşımda, itaat için, yöneticinin karar ve emirlerinin ilahî direktiflerle çatışmaması gerektiği prensip olarak kabul edilmekle birlikte, özellikle fikrî muhalefeti ulemaya pratik muhalefeti bürokrasi ve meclise hasreden ve halka sukutu öngören Osmanlı âlimlerinde görüldüğü üzere, fiiliyatta olamaz bir şekle büründürülmüştür. İsmail Kara, İslâmcıların Siyasî Görüşleri, İst. 1994, 200, 210.

  • 96. Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, Risâle-i Nûr Küliyatı, İstanbul 2002, II, 1913–1914.

                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics