İslâm dışı dinleri incelemek, kimilerine göre “Pandora’nın kutusu”nu aç- mak gibi değerlendirilebilir. Ancak günümüzde, her konuda olduğu gibi, diğer dinlerle ilgili yoğun bir enformasyon patlaması ve bilgi kirliliği yaşanmaktadır. Kabul edelim ya da etmeyelim, Pandora’nın kutusu gelişen bilişim sektörü, özellikle internet sayesinde sonuna kadar açılmıştr. Dinlerle ilgili merak edilen her konuya rahatlıkla ulaşılabilmektedir. Bu rahatlığın yanında, bilgilerin bize ulaştrılmasında doğru-yanlış ayırımı yapılmamakta, “Hâtbü’l-leyl” (gece vakt odun toplayan) misali her şey önünüze serilmektedir. Her alanda olduğu gibi, dinler hakkında gelişigüzel ve bilinçsizce alınan ve “tüketlen” bu bilgiler çok ciddi ve telafsi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilmektedir. Bu bilgi kirliliğini önlemenin yolu, okuyucuya doğru bilginin ulaştrılması- dır. Ülkemizde din çalışmalarının yapıldığı kurumların başında İlahiyat Fakülteleri gelmektedir. Çok değil, on beş yirmi yıl önce din alanda bilgi edinmek için okunan kitapların büyük bir kısmı, farklı dillerden Türkçe’ye çevirisi yapılmış kitaplardı. Ancak günümüzde telif eserlerin, çeviri kitapların önüne geçtğini çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Geçmişe oranla İslam dışı dinler hakkında yapılan çalışmaların sayısında, özellikle mukayeseli din çalışmalarında, hatrı sayılır bir artş gözlemlenmektedir. Ağırlıklı olarak Dinler Tarihi alanında yapılan mukayeseli çalışmalara, son dönemlerde Tefsir, Hadis, Kelam, İslâm Hukuku ve Din Felsefesi gibi disiplinlerde de bir yönelişin olduğu görülmektedir. Farklı bilim dallarının mukayeseli çalışmalara yönelmesi, bir ihtyacın netcesi olduğu muhakkaktr. Biz burada bu tür çalışmalara duyulan ihtyaçların sebeplerinden ziyade, normatf dinî bilimler alanında ortaya konulmuş mukayeseli çalışmalar hakkında bilgi vermeye; bunların nasıl ve hangi ölçütlerle yapıldığı, hangi tür sorunların olduğu gibi konular üzerinde durmaya çalışacağız. Önce “din bilimleri” ve “dinî bilimler” ayırımı üzerinde durduktan sonra, mukayeseli din çalışmaları hakkında bilgi vereceğiz. Ardından mukayeseli din çalış- malarında karşılaşılan sorunları anlatacağız. Bu sorunlar arasında en önemlileri sırasıyla şunlardır: a) Dinler hakkında yeterli bilgi sahibi olmamak, b) Taraf olamamak, c) Aynilik arama yanılgısı, d) Kavramların yerinde kullanılmaması ve e) Yöntem sorunu.
According to their methodologies, religious studies are divided into two groups that are descriptve and normatve religious studies. Religious studies which they have no speculatve aim and use the descriptve methods study ‘what the thing is’. Religious (or theological) studies which they defend a religion and use the normatve methods deal with ‘what the thing should be’. The later one as different than the frst tries to proof that religion is beter or superior than the other. This defends a specifc religion or doctrine and gives some explanatons that depend on the judgments. This artcle aims to give some informaton about the comparatve studies which were done in the normatve religious studies, what kind of criteria they have, and what kind of problems they face