Beklenen kurtarıcı inancının bireydeki kaynağını ve başa çıkma sürecindeki işlevlerini anlamaya çalışmak bu makalenin temel amacıdır. Psikolojik altyapısına bakıldığında, kurtarıcı inancının oluşum ve yayılma dönemlerindeki faktörlerin birbirinden farklı olduğu görülmüştür. Peygamberin veya kahramanın kurtarıcı olarak döneneceğine inanılan durumlarda, sevilen kişinin kaybedilmesi sonucu yaşanan yıkımı hafifletme ve karizmatik liderin sağladığı gücü kaybetmeme arzusu ön plana çıkmaktadır. Karizmatik lideri birebir tanıyan nesilden sonra ise bireysel beklentiler devreye girmekte, zorluk yaşayan kişi için kurtarıcı, karizmatik lider olmaktan çıkmakta, ilahi bir kahraman haline gelmektedir. Geri döneceği tarih, her döneme uyacak şekilde, muğlak birtakım ifadelerle belirtilmektedir. Kurtarıcı, tüm dertlere son verme, tüm düşmanları alt etme, sınırsız saadet ve zenginlik sağlama kabiliyetine sahiptir. Tüm bu yetenekleri dolayısıyla sıkıntı yaşayan bireyler için bir ümit kaynağı olarak işlev görmektedir. Zorluk durumunda somut bir kurtarıcı fikri soyuttan daha fazla iltifat almaktadır. Bunun temelinde bireyin somutu soyuta göre çok daha kolay ve rahat algılaması, onunla daha rahat iletişime geçmesi gösterilebilir. Kişi, sıkıntılı dönemlerde soyut belirsizlikten ziyade beş duyusu ile algılayabileceği bir kesinliğe ihtiyaç duymaktadır denilebilir. Bu inanç sıkıntı dönemindeki kişinin umudunu ayakta tutma işlevi görmekte ve yaşama devam etmesi yönünde işlevsel olabilmektedir.
This study aims to understand the psychological foundations of the savior belief and its functions in coping. This belief appears to have arisen in order to compensate for the pain after a loss of a loved one. Not wanting to lose the power provided by this charismatic leader has been effective in shaping the belief in the first place. In later periods, it continued its existence due to its functionality in terms of giving hope to individuals in times of difficulty. The opinion that the individual, who thinks that he cannot solve the problem by himself, enters the expectation of external aid strengthens this belief. In case of difficulty, the idea of a concrete savior is more compliment than the abstract. The basis of this is that the individual perceives the concrete much easier and more comfortable than the abstract, and that it is easier to communicate with it. The fact that individuals believe that they are more comfortable communicating with a concrete entity than the abstract has increased the prevalence and power of this belief. One can say that he needs a certainty which can be perceived by his five senses rather than abstract uncertainty. This belief functions to keep the hope of the person in distress and can be functional in order to continue life.