Bu araştırmada Türkiye’de meydana gelen askerî ihtilaller ile dinî yapı arasındaki ilişkiler ele alınmıştır. Din sosyolojisi açısından ihtilal kültürü ile din arasındaki yapısal, kültürel ilişkiler ve etkileşimler sorununa cevap aranmıştır. Araştırmada askerî ihtilallerin, toplumsal, kültürel ve dinî boyutlarını betimsel olarak anlamak, bununla ilgili meydana gelen süreklilik, değişme ve dönüşümleri tespit emek hedeflenmiştir. Araştırma sonucunda askerî müdahalelerde bazı düzenliliklerin ve temel yapısal süreçlerin etkin rol oynadığı tespit edilmiştir. Buna karşılık ordunun ihtilal geleneğini, Cumhuriyet dönemiyle birlikte farklı değişim ve dönüşümlere sahne olmuştur. İhtilallerin bazı toplumsal yapısal özellikleri değişmiş ancak dinî ve kültürel yapı süreklilik arz etmiştir. Bu nedenle asırlardır ordu, ihtilal ve din etkileşiminin tetiklediği “din elden gidiyor” veya “şeriat geliyor” şeklinde güdülenen bu paradoksal durum hemen hemen hiç aşınmadan zamanımıza kadar taşınmış sosyo-kültürel ve söylemsel bir kalıptır. İhtilallerin Osmanlı döneminde şeriattan uzaklaşıldığı, Cumhuriyet döneminde ise irtica ve şeraitin rejimi tehlikeye attığı gerekçesiyle yapılması, ihtilal hareketlerinde dini faktörün etkinliğini ve sürekliğini göstermektedir.
In this study, occurring in Turkey relations with military rebellions between religious structures are discussed. In terms of sociology of religion, the question of structural, cultural relations and interactions between revolution culture and religion was sought. In this research, it is aimed to understand social, cultural and religious dimensions of military revolutions in a descriptive way, and to determine continuity, changes and transformations that occur related to this. As a result of research, it was determined that some regularities and basic structural processes play an active role in military interventions. The tradition of revolution has witnessed different changes and transformations with Republican period. Some social structural features of the revolutions have changed, but religious and cultural structure has continued. For this reason, this paradoxical situation, which has been motivated for centuries by the interaction of the army, revolution and religion as “religion goes hand in hand” or “shariah is coming”, is a socio-cultural and discursive pattern that has been carried to our time almost without erosion. The fact that revolutions were taken away from the shariah in the Ottoman period and that fundamentalism and shariah endangered regime in Republican period indicate effectiveness and continuity of religious factor in revolutionary movements.