Bu makale, kavramsal ve kuramsal yaklaşımların Alevilik yazın alanında yarattğı metodolojik sonuçlarını ele almak amacıyla Alevilik yazın alanının temel kavramlarının kuramsal temellerini değerlendirmeyi hedeflemektedir. Kızılbaş- Alevi grupları tanımlamak üzere 1900’lerde Alevi yazın alanına uyarlanan heresi, heterodoksi, sekt ve senkretk kavramları, Kızılbaş-Alevi grupların doktrinel kaynaklarını aramayı hedefleyen analojik bir eğilime bağlı olarak teolojik bir modeli teşekkül etrmiştr. Heresi, heterodoksi, sekt ve senkretk kavramları- nın teolojik orijin arayışı eğilimiyle bir araya gelişi ise ampirik ve epistemik ger- çeklik arasında teşekkül eden devamsızlığın bir sonucu olmak üzere anonim ve melez bir kavramsal içerik ile metodolojik bir yadsıma sorununu beraberinde getrmiştr. Bu metodolojik eğilimin bir sonucu olmak üzere Kızılbaş-Alevi gruplar, Alevilik yazın alanında sosyal bir fenomen olmaktan daha ziyade teolojik bir konu haline gelmiştr.
This artcle aims to analyze theoretcal framework of the main concepts for the literature of Alevism in order to examine methodological consequences of conceptual and theoretcal approaches in the literature of Alevism. The concepts of heresy, heterodoxy, sect and syncretsm, which have been adapted to the literature of Alevism in about 1900 to describe Qizilbash-Alevi groups in Anatolia, construct a theological model depending on analogical perspectve that aims to fnd a doctrinal origin for Qizilbash-Alevism. The combinaton of the concept of heresy, heterodoxy, sect and sycretc with the tendency of the theological origin brings about anonym and hybrid conceptual meaning and controversial methodological consequences as a result of the gap constructed between empiric and epistemic reality. As a consequence of this methodological tendency, the Qizilbash-Alevi groups became a theological issue rather than a social phenomenon